Allahına kadar doluyum bu gece. Düşünüyorum, diyorum ki ne yaptı bizi böyle. Ne bizi böyle sindirdi. Neyden geldik bu hale. Bunlarıysa katiyen düşünmeden yazıyorum. Yokuş aşağı. Frenimiz patlamış gibi. Hayatım gibi. İntikamsa alalım. Ama kimden? Hangi birinden? Nasıl? Cezaysa çekelim, diyelim ki; 'biz bir bok yedik, yediğimiz boka denk şekilde sürünüyoruz.' Öyle de değil işte. Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Hangi yollardan geçtik olduğumuz durağa dek. Ya da hiç ilerlemedik de hala olduğumuz yerde miyiz? Kaderimizi bizi aynı yerde döndürüp duran bir taksici edasıyla mı karaladılar da önümüze çıkan yüksek bedeli hayat diye kakaladılar? Ayağımıza hangi taşlar takıldı? Hızlandıkça hangi hız tümseklerini çıkarttılar önümüze, hangi ışıklar kızardı bize? Hangi anıları çıkartalım geçmişten? Anamın bir gün bile açıldığını görmediğim eski püskü sandığı gibi kilitlemedik ki üstünü başını? Diyorum ki hadi bakalım ne var içinde. Anıları seçiyorum. Elimden gelen sadece nefret etmek ama ben nefret edemeyecek kadar merhametliyim. Ölümü anıyorum ama yaraya bile bakamıyorum. Bana diyorlar ki nereye bakıyorsun öyle dalgın dalgın, gözlerin kimi gözlüyor, hangi anılardasın? Batıl inançlara dayandırılacak gibi de değil ha. Dümdüz bakıyorum öyle, dümdüz. Beni boğan, benden taşan, beni sürükleyen ve beni bir köşeye atan selin, nedir kaynağı? Bilmiyorum. Bildiklerim değildir de bilmediklerim belki sorun. Geçmişim değildir de geleceğimdir belki. Nedir lan bu? Nedir amınakoyim nedir? Ben soruyorum olmuyor. Boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor. Bari sen sor. Gel bir sor de ki öldün mü? Ama bu benim için bir sürpriz değil. Yalnız başıma kaldığım anların hiçbirisi şaşırtmıyor. En sevdiğimizin gazabından kaçtığımız zifiri karanlık gecede öğrenmeliydim bunu çocuk aklımla. Senin soracağın yok ya, olması gerektiği gibi, ben soruyorum hala. Diyorum ki bu bir intikam değil, ceza değil, ne? Beklemek mi gerek? Nereye kadar? O kadar bekledik zaten bu geçti elimize. Her şeyin ilacı dedikleri zaman bizden sadece bir şeyler götürdü ve daha fazlasını götürecek. Daha uzağa gitsin diye iyice geriye çekilen bir ok değilim, ancak rus ruletindeki tek mermi olur benden. Ya kendime patlayacağım ya bir başkasına. Bugün kendimi dile getirebilmişken durmak istemiyorum da bu kendimi dile getirmek değil ki, bilmiyorum demenin ayıbı yok ama bilmeyip de konuşanlar değil mi nefret ettiklerimiz. Ne diye benzeyeyim şimdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder